SURDURULEBILIR MIMARLIK ICIN ONCE SURDURULEBILIR INSANLIK

Bundan sadece 50 yıl önce 3,5 milyar olan dünya nüfusunun geleceği için kaygılanan araştırmacılar o dönem, bugüne yönelik birçok araştırma yapmış, ütopyalar kurgulayıp geleceğe önermelerde bulunmuştu. Bugün 7,5 milyara yaklaşan dünya nüfusunun 30 yıl içinde 15 milyara ulaşması öngörülüyor.

Mimarlıkta sürdürülebilir olmak için önce insanlığın sürdürülebilirliği düşünülmeli.

Bunun için geleceğin yaşamları tasarlanmalı ve sonrasında yapılı çevrelerde gerekli projeler geliştirilmeli. İnsanlığın sürdürülebilirliği aslen mimarlıkta enerji kullanımını nasıl yönettiğimizle ilgili. Yapılan tüm tasarımlarımız bir şekilde insanlar için yaratıcı yaşamsal mekân çözümleri oluşturuyor.

Diğer taraftan da en az madde kullanımı ve tüketimini nasıl sağlanabileceği üzerine geliştirici arayışlar içeriyor.

Doğadan öğrenerek tasarlamak

Doğa, mimarlığın başlangıcı, dünyanın baş mimarı. Ondan öğreneceklerimiz asla bitmez.Ne kadar usta bir mimar olduğunu anlatmak için Yemen’in Socotra adasında karşımıza çıkan ortalama 500 yaşındaki ‘Dragon Blood’ ağacını birkaç dakikalığına bile olsa incelemek yeterli.

Ağacın kendi bünyesinde barındırdığı tüm yapısal ve strüktürel sistemsel özelliklerle bir yandan zemin ile güçlü bir bağ kurabilmesi diğer taraftan ise başka canlılar için bir yaşam merkezi oluşturabilmesi, C02 ve su ile beslenmesi, gölge oluşturabilmesi, tüm sistemlerin bir harmoni çevresinde birleşmesi ile bütüncül bir ahenkteki ihtişamı ile asırlar boyunca karşımızda duruyor olabilmesi….

Bu öğretileri, metaforik bağlamda görsel bir yüzeysellikle yapmak yapılabilecek en büyük hata olur. İşin özünde sistemleri, organizasyonel matematiği ve analitik ilişkiler bütününü anlamalı.

Doğadan öğrenerek sistemler kurgulamanın gücü aslen yaşamı çeşitli enerjilerin bir maddeler bileşkesi bağlamında görebilmekle de ilişkili. Bu öğretilerin teknolojik gelişmeler sayesinde hesaplanabilir mekanlara dönüştürülebilir olmasını sağlayacak yenilikçi sistem çözümlerinin, en az madde kullanımı ile hafif doğal malzemelerin araştırılması mimarlığın daima ‘vazgeçilmezi’ olmalı.

Melike Altınışık

_